Halfeti Gezi Notları

Sakin Şehir Halfeti Şanlıurfa 

 Gaziantep gezisinin olmazsa olmazlarından biri de, bence Halfeti ziyareti. Halfeti her ne kadar Şanlıurfa' ya bağlı olsa da, gezi öncesi yaptığım araştırmalarda bir çok gezginin Halfeti' nin Şanlıurfa' dansa Gaziantep' e daha yakın oluşundan ötürü, bu ziyaretin bu gezi sırasında yapılması gerektiğinden bahsettiğini okumuştum...

Bu kararı almamda, buraya ayrılacak olan zamanın da etkisi çok büyük aslında. Çünkü Halfeti için yarım gün ayırmanın yeterli olduğundan bahsetmişler. Ki bu da bizim Gaziantep gezimiz için Halfeti' ye ayırabileceğimiz makul bir zamandı...

 Gaziantep' te kahvaltımızı eder etmez hemen yola çıktık. Gaziantep' e yaklaşık 100 km. lik bir mesafede Halfeti...

 Yolculuk ne kadar sürüyor? Yaptığınız hıza bağlı olarak değişir. Tıpkı okul yıllarında gıcık olduğum matematik problemleri gibi :) A şehrinden B şehrine 100 km. lik bir yol var. Ve sürücü B şehrine 50 dk. da varmıştır. Sürücünün saatte ki hızı nedir? :))

 Halfeti' ye girmeden mutlaka Seyir Tepesi' nde mola vermelisiniz. Güzelim doğaya bakmak, Halfeti' yi tepeden izleme keyfine varmak ve tabi ki fotoğraf albümünüze eklenecek muhteşem fotoğraflar çektirmek için...

 Eski Halfeti tabelalarını takip ederek, Cittaslow Halfeti' ye varıyorsunuz...

 Öncelikle neden Eski Halfeti? Tam da bu sorunun cevabı aslında  Halfeti' nin hazin hikayesi...

 Saklı Cennet ve Kayıp Kent diye de adlandırılan Eski Halfeti, aslında eski taş evlerden oluşan, insanların kendi halinde bir yaşam sürdüğü Antik bir Kent iken, 2000 yılında Birecik Barajı' nın yapımıyla birlikte sular altında kalıyor. Bu süreç içerisinde, tedbir amaçlı köy boşaltılıyor ve yaklaşık 15 km. lik bir mesafede bulunan, bugün Yeni Halfeti tabelaları ile yönlendirilen yere taşınıyor. Sonrasında ise eski Halfeti' nin çoğu Fırat Nehri' nin sularına gömülüyor...

 Birecik, Fırat Nehri üzerine inşa edilen ilk baraj da değil. Her zaman yaptığımız şey aslında, yok etmek :( Bugüne kadar bu nehir üzerine tam 5 baraj yapılmış. Ve bu beş barajın gölleri, yüzlerce köyü ve antik yerleşimi sular altında bırakmış...

 Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış. Kaybettiğimiz tarihsel mirasımızın eserleri. Ve ne yazıktır ki, buralarda ne kaybettiğimizi ve hatta ne boyutta kayıplar verdiğimizi bile bilemeyecek durumdayız...

 Neyse gelelim Cittaslow, Sakin Şehir nedir? ...

 Cittaslow, 1999 yılında İtalya' da kurulmuş uluslararası bir belediyeler birliği. Kelime kökeni İtalyanca citta ( şehir ) ve İngilizce slow ( yavaş ) kelimelerinin birleşmesi ile türetilen cittaslow ( sakin şehir ) anlamında kullanılıyor...

 Peki bu sakin şehirlerden kaç tane var? Nerelerde var? ...

 Kurulduğu ilk yıllarda İtalyan kentleri arasında yaygınlaşan hareket, günümüzde 30 ülkede 208 kent ve 70 kritere sahip. Türkiye' de ise 2017 yılı itibariyle 11 kent cittaslow ünvanına sahip...

 Türkiye' de bu ünvanı alan kentler Akyaka, Eğirdir, Gerze, Gökçeada, Halfeti, Perşembe, Şavşat, Seferihisar, Taraklı, Uzundere, Vize, Yalvaç ve Yenipazar...

 Bu konuyla daha fazla ilgilenenler ve detaylı bilgi edinmek isteyenler için bir de link bırakıyorum hemen aşağıya. Ben çok keyifli buldum yazılanları. Belki siz de okumak istersiniz...

Cittaslow Türkiye Org....

 Gerçekten de çıt yok Halfeti' de. Pek insan da yok aslına bakarsanız. Birkaç işletme, birkaç konaklama yapılabilecek mekan ve bir de nehir turu yaptıran tekneciler...

 Keşke iyi birkaç düzenleme ve planlı bir koruma yapılabilseydi ve burası bir Turizm Cenneti olsaydı. Çok daha fazla kişi bu güzellikten haberdar edilseydi ve dokusu daha fazla hissettirilebilseydi gelenlere...

 Mesela Halfeti' nin Dünya üzerinde kara gül yetiştirilebilen tek yer olduğunu biliyor muydunuz?...

 Bir zamanlar kulağıma çalınmıştı, Fox Tv' de Karagül diye bir dizi olduğu. Tek bildiğim dizinin Halfeti' de geçtiği idi. Ama isminin neden bu olduğu, neden burada çekildiği, hele ki bu bağlantıdan hiç haberim olmamıştı...

 Burada güller siyah renkte ve tomurcuk şeklinde açıyormuş. Mevsimsel koşullardan dolayı sadece burada yetişiyormuş ve başka yerde ekilmeye çalışılsada başarılı olunamamış...

 Tahtadan yapılmış asma köprüden karşıya geçip, tekne turu için görüşmelere başlıyoruz. Görüşme diyorum çünkü burada pazarlık çok işe yarıyor :)) İki çeşit tekne var. Küçük tekneler ve büyük tekneler. Kişi başı fiyat almıyorlar. Tekne için tek bir fiyat veriyorlar. Küçükler için 60 tl. Büyükler için de 120 tl. istiyorlar. Biz 7 kişi kocaman bir tekneyi kapattık :)) Ve 100 tl. ye anlaştık. Sizler için bir fikir olsun diye bunu da buraya bıraktım :) ...

 Tekne turu çok keyifli. Sakin ve sessiz bir nehirde yol almak müthiş bir duygu. Sadece eğer siz de bizim gibi sonbaharda ziyaret edecekseniz, sıkı giyinmeye dikkat edin. Rüzgar fena yakıyor...

 Halfeti ile ilgili bilgiler banta kayıt edilmiş. Ve gezi süresince bu kayıttan aralıklı olarak bilgiler veriliyor...

 Rota üzerinde Rumkale ve Savaşan Köyü var. Son olarak nehir üzerindeki restorantta duruluyor...

 Rumkale, Aziz Nerse Klisesi, Barşavma Manastırı ve su sarnıçlarının kalıntılarından oluşuyor...

Savaşan Köyü yani diğer adıyla Batık Köy' de sadece görünen tek bir minare. Normalde caminin bu çatısı gözükmüyormuş ama şu an baraj çalışması olduğu için sular çekilmiş, ve biz minarenin dışında çatısını da görebilmiş olduk...

 Hemen ilerisinde çay molası verebileceğiniz bir yerde var fakat bizim tekne burada durmadı :) Biz de donduğumuz için çok ısrarcı olmadık :))) Ama siz arzu ederseniz, inin biraz sokakları gezin ve dönüşte de çay için, ikna edici olup :))

 Dönüşte tekneden sizi yüzen restorantta indiriyorlar. İster çay kahve molası verin, isterseniz de yemek yiyin...

 Bizim Gaziantep' te keşfedeceğimiz daha çok mekan olduğu için burada yemedik. Ama tabi ki sordum :)) Neler var USTA?

 Balık ve Kebap...

 Şabut Balığı Kebabı, Patlıcan Kebabı, Sütlaç, Peynir Helvası gibi tatlar varmış. Bir an, bi gitti geldim :)) ama bizimkiler bırakmadılar :)) Başka bir sefere dedik ve Çulcuoğlu Et lokantası' na doğru yola çıktık...

 Bir sonraki yazım, müthiş Zeugma Mozaik Müzesi ile ilgili olacak. O zamana değin,

 Sevgiyle Kalın...





 

Bu içerik Sevil Ekşioğlu Yüksel tarafından oluşturulmuştur.İçeriğin izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur.