Gümüşün Ve Doğal Taşların Büyüsü
Pagos Gümüş Ve Doğal Taş
Bazılarımız altın, bazılarımız gümüş, bazılarımız her ne olursa olsun ayırd etmeksizin hepsini sever :) Kolyeciler, yüzükçüler, küpeciler, bileklikçiler... Bunlar da ne diyenler için hemen açıklıyorum :)
 |
| Takı Sevmeyen Kaç Kadınız? |
Ben mesela kolyem, küpelerim ve yüzüklerim olmadan asla sokağa çıkmam. Ve hatta, söz konusu gidilecek yer bakkal, market bile olsa öyle görülürüm ortalıkta, çünkü sabah kalktığımda hemen hepsi üzerimde yerlerini alır :))
Bilekliklerimi bazen unutuyorum ama onlarsız da bir gezme tozma düşünemiyorum. Yani ben hepsiyim ama bazılarımız sadece küpe takar ki ben onlara küpeciler diyorum, bazıları da bilekliklerini yatarken bile çıkarmaz ki onlara da bileklikçiler diyorum :)
Bu yazıda da gümüşe yıllarını vermiş bir ustayla, Kadri SEZİK ile müthiş tesadüfler sonrası tanıştık ve harika bir sohbet gerçekleştirdik. O kadar güzel anlatıyordu ki, kendimi tutamadım ve herkes duymalı bunları, hemen kalem kağıt alıp yazmaya başlıyorum, hadi röportaj yapalım demiştim...
Tatildeydim, kısa bir süreliğine çok sevdiğim İzmir' e gitmiştim ve uzun süredir 2tek1cift İnstagram hesabımdan takipleştiğimiz sevgili Şüheda GÜL ile haberleşip bir araya gelerek tanışmaya karar vermiştik. İşte her şey böyle başladı :))
Yıllardır İzmir' e giderim ama itiraf ediyorum ki buralara ilk kez gelmiştim. Hatta instagram hesabımda paylaştığım fotoğrafları gören bir çok kişiden de aynı şekilde, bu kadar gidip geliyoruz hiç bimiyorduk, ne güzel yerlerde geziyorsun sen, diyen birçok mesaj almıştım...
Hep derim, bir yeri gezeceksen oranın yerlisi ile gezeceksin. Buluşup ayrılamadığımız ve buraya sığdıramayacağım kadar çok şey paylaştığım ve burada anlatamayacağım kadar çok sevdiğim Şüheda gezdirdi beni, sağolsun. Buradan kendisine tekrar çok ama çok teşekkür ediyorum...
Peki nereden bahsediyorum? Kızlarağası Han' dan...
İzmir' in Konak ilçesinde bulunan tarihi bir han. Kemeraltı' nın turistik ve tarihi alışveriş mekanlarından biri. Buralardaki hanların en büyüğü ve en görkemlisi olduğu söyleniyor. Biz İstanbul' lular için en iyi tarifi sanırım, bizim Mısır Çarşı ya da Kapalı Çarşı demek olur :))
Han, çarşı bölümü, avlu bölümü ve Türk kahvesi eşliğinde hana harika bir kuş bakışı yakalayabileceğiniz üst kattan oluşuyor ki mutlaka her bir noktasını gezin derim. Gümüş takıcıların dışında, kahveciler, baharatçılar, antikacılar, şalcılar, ev eşyaları satan dükkanlar, çiçekçiler, yemek yiyebileceğiniz yerler mevcut...
Tüm alt katı talan ettikten sonra hemen üst katta, hana kuş bakışı ile Türk Kahvelerimizi içtikten sonra Pagos Gümüş' e geçtik, ki hemen belirtmeliyim alt katta en çok takıldığımız yerlerden biri müthiş ŞALLARI olan bir dükkandı, Sevil ŞAL. İnstagram hesabı meltemteks, mutlaka uğrayın ama saatlerinizi ayırmayı göze alın :))
Yine hikayesi olan bir yer, güzel anıları olan bir insan ve işini severek yapan bir Adam ile tanışmak büyük keyifti. Kadri Bey, mesleğe 1995' te üniversiteye başlayarak adım atmış aslında. Orta okul ve lisede başarılı olmadığını düşünen ama o yaşlarda gazetede okuduğu bir yazı dizisi ile de hayatını şekillendirebilen biri...
Yıllar evvel okuduğu yazı dizisi kuyumcu ustaları ile ilgiliymiş. El becerisinin olduğunu, okumada da çok iyi olmadığını, kendini takı tasarımı konusunda yetiştirip geliştirmeye karar veriyor ve babasına açılıyor. Babasının tüm kuyumcu arkadaşları, yaşının büyüklüğünden dolayı bu mesleği unutmasını öğütlüyorlar ama O, 1995' te Takı Tasarım Bölümü' ne en yüksek puanla kabul ediliyor. Taban puanı yükselttiği için de yıllarca bölüme yeni girecek olanlara konu oluyor :)))
Yıllarca hem okuyor hem de çarşıda atölyelerde staj yapıyor. Üniversite bitiyor ve askerlik sonrası 2001' de kendi atölyesini açıyor...
Bazı taşların en az kendileri kadar güzel hikayeleri de oluyormuş. Mesela Ateş Opali' nin, Ametist' in ve Kalsedon' un...
Ateş Opali ülkemizde Kütahya' da çıkıyor. Anlatılan hikayesi de şöyle;
Rivayetlere göre, Eşek kulaklı Midas' ın ölümüne neden olan taşmış. Para bulunmadan önce Lidyalılar' da para yerine kullanılan materyalmiş kendisi ve Midas' ın bundan dolayı çok zengin olduğunu düşünüp, taşlara sahip olabilmek için öldürmüşler...
Ametist ülkemizde Balıkesir' de çıkıyor. Yunanca sarhoş olmayan demekmiş. Ametist' in hikayesi Ateş Opali' nden daha ilgi çekici bence...
Kalsedon ülkemizde Eskişehir' de çıkıyor. Osmanlı Dönemi' nde Kalsedon, mavi renginden dolayı nazar taşı olarak kullanılmış. Eskişehir' den çıkarılan bu taşlar, İstanbul' dan gemilerle dünyaya özellikle Uzak Doğu' ya gönderiliyormuş. Budistler için Kalsedon kutsal bir taşmış. O yüzden de özellikle oraya gönderilirmiş. Gönderildiği o liman şimdiki Kadıköy İskelesi ve Kadıköy' ün o zaman ki ismi ise Kalsedon' muş.
Bilekliklerimi bazen unutuyorum ama onlarsız da bir gezme tozma düşünemiyorum. Yani ben hepsiyim ama bazılarımız sadece küpe takar ki ben onlara küpeciler diyorum, bazıları da bilekliklerini yatarken bile çıkarmaz ki onlara da bileklikçiler diyorum :)
Kızlarağası Han İzmir
 |
| Kızlarağası Hanı |
 |
| Acı Kahve |
Bu yazıda da gümüşe yıllarını vermiş bir ustayla, Kadri SEZİK ile müthiş tesadüfler sonrası tanıştık ve harika bir sohbet gerçekleştirdik. O kadar güzel anlatıyordu ki, kendimi tutamadım ve herkes duymalı bunları, hemen kalem kağıt alıp yazmaya başlıyorum, hadi röportaj yapalım demiştim...
Tatildeydim, kısa bir süreliğine çok sevdiğim İzmir' e gitmiştim ve uzun süredir 2tek1cift İnstagram hesabımdan takipleştiğimiz sevgili Şüheda GÜL ile haberleşip bir araya gelerek tanışmaya karar vermiştik. İşte her şey böyle başladı :))
 |
| Türk Kahvesi |
 |
| 40 Yıllık Dost Gibi |
Yıllardır İzmir' e giderim ama itiraf ediyorum ki buralara ilk kez gelmiştim. Hatta instagram hesabımda paylaştığım fotoğrafları gören bir çok kişiden de aynı şekilde, bu kadar gidip geliyoruz hiç bimiyorduk, ne güzel yerlerde geziyorsun sen, diyen birçok mesaj almıştım...
Hep derim, bir yeri gezeceksen oranın yerlisi ile gezeceksin. Buluşup ayrılamadığımız ve buraya sığdıramayacağım kadar çok şey paylaştığım ve burada anlatamayacağım kadar çok sevdiğim Şüheda gezdirdi beni, sağolsun. Buradan kendisine tekrar çok ama çok teşekkür ediyorum...
Peki nereden bahsediyorum? Kızlarağası Han' dan...
İzmir' in Konak ilçesinde bulunan tarihi bir han. Kemeraltı' nın turistik ve tarihi alışveriş mekanlarından biri. Buralardaki hanların en büyüğü ve en görkemlisi olduğu söyleniyor. Biz İstanbul' lular için en iyi tarifi sanırım, bizim Mısır Çarşı ya da Kapalı Çarşı demek olur :))
Han, çarşı bölümü, avlu bölümü ve Türk kahvesi eşliğinde hana harika bir kuş bakışı yakalayabileceğiniz üst kattan oluşuyor ki mutlaka her bir noktasını gezin derim. Gümüş takıcıların dışında, kahveciler, baharatçılar, antikacılar, şalcılar, ev eşyaları satan dükkanlar, çiçekçiler, yemek yiyebileceğiniz yerler mevcut...
Kadri SEZİK
Tüm alt katı talan ettikten sonra hemen üst katta, hana kuş bakışı ile Türk Kahvelerimizi içtikten sonra Pagos Gümüş' e geçtik, ki hemen belirtmeliyim alt katta en çok takıldığımız yerlerden biri müthiş ŞALLARI olan bir dükkandı, Sevil ŞAL. İnstagram hesabı meltemteks, mutlaka uğrayın ama saatlerinizi ayırmayı göze alın :))
Yine hikayesi olan bir yer, güzel anıları olan bir insan ve işini severek yapan bir Adam ile tanışmak büyük keyifti. Kadri Bey, mesleğe 1995' te üniversiteye başlayarak adım atmış aslında. Orta okul ve lisede başarılı olmadığını düşünen ama o yaşlarda gazetede okuduğu bir yazı dizisi ile de hayatını şekillendirebilen biri...
 |
| Kadri Sezik |
Yıllar evvel okuduğu yazı dizisi kuyumcu ustaları ile ilgiliymiş. El becerisinin olduğunu, okumada da çok iyi olmadığını, kendini takı tasarımı konusunda yetiştirip geliştirmeye karar veriyor ve babasına açılıyor. Babasının tüm kuyumcu arkadaşları, yaşının büyüklüğünden dolayı bu mesleği unutmasını öğütlüyorlar ama O, 1995' te Takı Tasarım Bölümü' ne en yüksek puanla kabul ediliyor. Taban puanı yükselttiği için de yıllarca bölüme yeni girecek olanlara konu oluyor :)))
Yıllarca hem okuyor hem de çarşıda atölyelerde staj yapıyor. Üniversite bitiyor ve askerlik sonrası 2001' de kendi atölyesini açıyor...
Pagos, Türkiye' deki Sayılı Atölyelerden Biri. Neden?
Hem taşı kendi bünyelerinde işliyorlar hem de gümüşü takıya dönüştürüyorlar. Kullanılan taşlar Türkiye' den çıkan yarı değerli süs taşları...
 |
| Ustama Bir Çay Çek, Açık Olsun |
Mesleği Yapmak İsteyenlere Tüyolar
Yetenekleri olduğunu düşünenler için, geç kaldığı söylenenler için, bu işi gerçekten sevenler için diyor ki Kadri Usta,
'' Türkiye' de el sanatlarına gerekli değer verilmiyor. İlla da üniversitede bu bölümü okumanız gerekmiyor. Farklı şeyler okumuş olabilirsiniz hatta farklı meslekler edinmiş bile olabilirsiniz ama gönlünüzde yatıyorsa bu meslek, hiç bir zaman GEÇ DEĞİLDİR...''
Bu yaklaşımı hayatımızın her anında sık sık hatırlamamız gerekmiyor mu sizce de? Sizi mutlu eden şeyleri yapın, sizi mutlu eden insanlarla yaşayın...
Gümüş Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Gümüş ve gümüş takı satışı su istimale çok ama çok açık. Bunun önüne bir nebze olsun geçebilmek adına tüketiciler olarak, öncelikle bildiğimiz, tanıdığımız ya da tanıdıklarımızdan duyduğumuz kaliteli yerlerden ürün almak çok önemli. Bir diğeri alacağımız ürünlerin üzerinde 925 ayar damgasını mutlaka görüyor olmamız gerekiyor. Ve son olarak da dükkanın sattığı ürünlerin markaları ürünlerin içinde basılı mı? Bu da bir diğer dikkat edeceğimiz husus olmalı...
 |
| Herkes Bir Gün, Bir Atölyede, Bir Usta İle Çay İçmeli |
Taşların Hikayeleri
Bazı taşların en az kendileri kadar güzel hikayeleri de oluyormuş. Mesela Ateş Opali' nin, Ametist' in ve Kalsedon' un...
Kadri Usta' dan bunları dinlerken ben başka zamanlara gittim. Bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum, bakalım sizler neler düşüneceksiniz...
 |
| Ateş Opali |
Ateş Opali
Ateş Opali ülkemizde Kütahya' da çıkıyor. Anlatılan hikayesi de şöyle;
Rivayetlere göre, Eşek kulaklı Midas' ın ölümüne neden olan taşmış. Para bulunmadan önce Lidyalılar' da para yerine kullanılan materyalmiş kendisi ve Midas' ın bundan dolayı çok zengin olduğunu düşünüp, taşlara sahip olabilmek için öldürmüşler...
 |
| Ametist |
Ametist
Ametist ülkemizde Balıkesir' de çıkıyor. Yunanca sarhoş olmayan demekmiş. Ametist' in hikayesi Ateş Opali' nden daha ilgi çekici bence...
Zeus' un yarı Tanrı yarı İnsan oğlu Hermes, bir gün çok ama çok sarhoş oluyor ve meyhaneden çıkarken bir kız görüyor. Niyetinin iyi olmadığı çok da belli olan Hermes' i kız görüp kaçmaya başlıyor. Fakat belirli bir süre sonra yoruluyor ve Zeus' a onu kurtarması için dua etmeye başlıyor. Zeus kızı Ametist taşına çeviriyor ve oğluna da '' bu taştan üzerinde bir parça bulundur, her içtiğinde ve sarhoş olduğunda aklına bu olay gelsin.'' diyor...
 |
| Kalsedon |
Kalsedon
Kalsedon ülkemizde Eskişehir' de çıkıyor. Osmanlı Dönemi' nde Kalsedon, mavi renginden dolayı nazar taşı olarak kullanılmış. Eskişehir' den çıkarılan bu taşlar, İstanbul' dan gemilerle dünyaya özellikle Uzak Doğu' ya gönderiliyormuş. Budistler için Kalsedon kutsal bir taşmış. O yüzden de özellikle oraya gönderilirmiş. Gönderildiği o liman şimdiki Kadıköy İskelesi ve Kadıköy' ün o zaman ki ismi ise Kalsedon' muş.
Bu taşın hikayesi de böyleymiş...
 |
| Kadri Sezik & 2tek1cift |
Son olarak, Kadri Bey ile tanışmak, hatta öğrencisi olmak, kuyumculukla ilgili açacağı kurslarda bulunmak ve bu özel sohbetler eşliğinde dersler almak isterseniz onunla iletişime geçebilirsiniz. Kurslar maksimum 10 - 12 kişilik olacak. Yerinizi ayırtın derim...
Pagos Gümüş
Kızlarağası Hanı No:150.
Konak İzmir
Kadri Sezik İletişim
0506 352 5007 - 0534 989 4119
0506 352 5007 - 0534 989 4119
İnstagram Hesabı
pagos_smyrna - pagos2005
pagos_smyrna - pagos2005
Bir sonraki yazım Çılgın Hırsız 3 Sinemalarda ile ilgili olacak. O zamana değin,
Sevgiyle Kalın
Yorum Gönder
Fikirlerinizi Lütfen Benimle Paylaşın